birtakım biyanel ve sinopale hakkında şeyler ve diğerleri, halkın sesi, şeytan tırnağı, kulak memesi, sanatta kasma, performatik götürgeçler, lakinlersiz bir hayat için...

20080918

20080912

THE IMPACT OF GRAPHIC DESIGN ON CULTURE kimdir arkadaş?

Son günlerde blogumuzun içinde dolaşan bu şahıs, hümınbiing, bu metafizik varlık beni ürkütmeye başladı arkadaşlar. THE IMPACT OF GRAPHIC DESIGN ON CULTURE yani GRAFİK DİZAYNIN KÜLTÜR ÜZERİNDE SIKIŞTIRILMIŞ HALİ nasıl bir nicktir, nick değil midir yoksa nedir? Net alemlerinde böylesine bir nikle hatun tavlayabiliyor mudur? Yoksa bu şahıs kendini problematik olarak mı görmektedir, bu nasıl kendini bilmezliktir midir anlamadım kuzum..

Şüphelerim bu şahsın Forever Trade Gothic isimli gizemci tarikatın elebaşı olan kişiyle aynı olduğu yönünde. Bloguna kendi hakkında şöyle birşey yazmış arkadaş:

"Hakkımda:

THE IMPACT OF GRAPHIC DESIGN ON CULTURE In today’s Global world, the clear line between visual arts and graphic design is disappearing. Each deal with the mediums of information and define or question the values in life. They both try to survive and define their qualities instead of private sector’s or the brand’s use and abusement in the name of pr or cultural policy. Both graphic design and visual arts are the disciplines in visual communication. In this presentation we would like to show two diffent themes focusing on cultural policy and student works of graphic design in Turkey themed with the iconic font Helvetica. The first topic is about the works of European Cultural Association which are designed, organised or produced for some organizations related with cultural policiy."

hakkında öğrendiğimiz bu fantastik bilgiler umarım kişiliğiyle ilgili kafamızdaki soru işaretlerini bir parça bertaraf eder...

20080911

biribiribirilerine..

bir varmış bir yokmuş ..

biz tam bir ekipiz 14 kollu bir deviz.. nidalarıyla dolaştık sinop sokaklarında.. ilk uykuya daldığımız gecenin sabahında bluretina ile oturduk ağladık hüngür hüngür.. o sevdiceğini ben odamı özlemiştim.. hoca'nın bağıra bağıra kulağımıza ezanı okuması bizi korkutmuştu. nerde ne yapıyorduk niye ağlıyorduk ve niye gülüyorduk.. duygudurumları kafayı yemişti bizde.. sinop bana en çok ölüme ne kadar yakın olduğumuzu gösterdi.. o hoca olmasa kim sabah sela'larını bağıra bağıra dsi'den ölen bilmemneee.... diye bizi yoklardı.. çok çok korktuk sarı kıza baktık çok çok içip derdimizi kahkahalara boğduk..

20080910

depresiv



kilimleri kaldırıp, bostancılı bağ bahçe evimize stüdyo daire havası vermiştik. sinop'da bulunduğum süre içerisinde hiç kertenkele görmemiş olmam hayret vericiydi. bulutlar bulutlar hep güzeldi, dağ gibi bulaşıklar ardında.

20080909

alternatif performans önerileri #786

"big bang hatırası "
"the bing bang memorial"

Küratör: Cernio Steinberg


Amaç:
Minik minik karadelikler oluşturmak suretiyle anti maddeyi içselleştirmek, sofistike bir gündoğumu etkisiyle farklı kültürlerden insanlara bitişik ve sonsuz sosyal deneyimler kazandırmak.

Teknik:
Milyarlarca dolar harcayarak bilmemkaç şehrin altına deney düzeneği kurulur. En az 80 farklı ülkeden mümkünse Starwars manyağı ve klingonca bilen katılımcı düzeneğin kurulum aşamasında yer almalıdır. Performans "tut şunun ucunu döşeyelim abi" parçasının her dilde ve makamda versiyonları eşliğinde başlar. Düzenek kurulduktan sonra kuratörün direktifleriyle klavyede herhangi bir tuşa basılarak makina çalıştırılır.

Uzun soluklu bu performans boyunca katılımcıların günlerce ve yıllarca veri toplaması gerekmektedir. Gaz olsun diye kuratör arada sırada kahve ve buzlu mocha servisi yapabilir, "einstein yanınızda halt etmiş!" diye bağırabilir, deneyin hiçbir riski olmadığından şiirsel bir dille bahsedebilir.

Yıllar sonra sokarım deneyine diyip performans alanını terk etmemiş katılımcılar eğer şanslılarsa anti maddeyi bulurlar. Havanda ezilerek boya haline getirilen anti madde, her katılımcının alnına ve bileklerine sürülür. İşaretli katılımcılar romen havası eşliğinde önceden oluşturulmuş minik karadeliklerin içine atlarlar. Bir süre sonra karadeliklerden geri çıkan katılımcıların bileklerinde boya olmadığı gözlemlenir. Katılımcılar kendi kültürel benliklerini ve zihinsel formasyonlarını başka bir evrende bırakmış ve kötü ikiz kardeş olarak yeniden doğmuşlardır.

Bu performans sonucunda herkesin hatıraları silinmiş ve yerine kalplerinden temiz beyaz bir sayfa açılmıştır. Tüm katılımcılar sınırsızlığın göbeğinde birbirlerini yeniden algılamanın çoşkusuyla barış içinde azalarak çoğalır. Herkes omuz omuza objektiflere poz verip bu anı ölümsüz kılar.

Küratörün yorumu:
Hababam çok yaşa! Hababam çok yaşa!

20080908

o insan



kendisi o kadar göze ve gözlüğe rağmen görmemiştir. kendisini görenlerin insanlık namına görmemiş gibi yapması caizdir.

20080907

otelde neler oluyor?



- sami biz napıyoruz?
- bilemiyorum ama bacaklarımı hissetmiyorum.

20080906

en yalnız



sarı balık. bir nevi içimizden biri. camdan cama kafa tutan arsız yabancı. tebessümü bir borç bilen şahsiyet. kumul kumul bakınan bir çevre ve tarafsız gastecilik anlayışı. karaincinin yegane repertuarı, maksat muhabbet ve treleybüs.